Anadolu'nun bir çok yerinde değirmenler var. Değirmen kültürünü biz Ermenilerden öğrendik Türkler olarak daha önceden herkesin evinde küçük el değirmenleri vardı. Karadenizliler mısırı el değirmeninde öğütürler, buğdayı el değirmeninde öğütmek biraz daha zor, sıkıntılı ama biz değirmen mevzusunu Ermenilerden öğrendik. Şuanda hala daha Kars'ta Ermenilerin yaptığı değirmenler çalışır.
Definede değirmenler neden önemli? önceden değirmenciler zengin, varlıklı adamlarmış. İnsanlar buğdaylarını getiriyorlar değirmene değirmenci öğütüyor un yapıyor ve bir para karşılığında getiren şahsa teslim ediyor tabi içerisinden bir kısmını da kendisi alıyor. Değirmencilerin bir çoğu varlıklı ve zengin insanlar. En çok insanların ihtiyacı olan şey un aynı zamanda bazı değirmenciler de eşkıyaymış. Gündüz değirmenle uğraşan adam gece eşkıyalık yapmış ve değirmencilerin neredeyse tamamı gayrimüslimlermiş. Türkler yakın zamanlarda değirmencilik yaptılar çok eski zamanlarda değirmenciliği bilmiyorlar. Zaten Ermeniler özellikle Rumlar değirmen konusunu ele almışlar Türkiye'nin her yerinde değirmenleri çalışmış ve bölgesine hakim adamlarmış değirmenciler. Sözü geçen, güçlü, zengin, varlıklı adamlar. Gündüz değirmeninde un yapıyor akşam eşkıya reisi veya eşkıyalık yapıyor, soygunlar yapıyor bu tür değirmenciler de var.
Peki neden definede değirmenlerde para aranır? Söylediğimiz gibi değirmenciler zengin adamlar altın, gümüş yani bir para, bedel karşılığı gelen buğdayları öğütmüşler ve bu paraları biriktirmişler. Peki değirmenlerde paralar nereye saklanır?
Definecilerin en çok merak ettiği şey, değirmenlerin hepsinde para var mı? Her değirmende para olmaz. Değirmenlerde paralar nerede olabilir.
1)Değirmenin buğdayı öğütebilmesi için bir taşın dönmesi gerekiyor değirmen taşı deniyor. Kalınlıkları 30, 40cm ile başlıyor daha da kalın olanları var ve neredeyse 1 metre çapında bir taş kütle. Blok taşlardan yapılmış. Bu taşın dönmesi için bir enerjiye ihtiyaç var ve bunu sudan sağlıyorlar. O yüzden değirmenler suyun kenarlarındalar ama iki türlü değirmen tipi var bu güne kadar görülmüş.
1-1)Akarsuyun kenarına kurulan ve büyük çarklar ile suyun akış hızından yararlanan. Büyük devasa çarklar bunlar binanın yan tarafında. Su aktıkça bu çarkı döndürüyor, çarka bağlı dişliler var dişlilerde değirmeni döndürüyor.
1-2)Anadolu'nun tipik değirmenleri. Akarsu, dere veya küçük çaplı çayların hemen kenarındadır ama burada suyun akışından yararlanan bir çark sistemi kullanılmaz. Su daha yüksek bir yere açılan kanallar ile taşınır ve yüksekten çarkın üzerine akıtılır. Bunun için ya Ana kayayı kullanırlar. Bir su arkı oyarlar ana kayaya ve suyu bu şekilde taşırlar yukarıya doğru. Dereden alırlar suyun kendi kuvveti ile yukarıya doğru su taşınır belirli bir düzlükten sonra çarkın üzerine indirilir hızlı bir şekilde. Bu değirmen tipi Anadolu'da çok var. Suyun vurduğu yerde bir çark var ve su hızlı bir şekilde çarka vurur ve çarkı döndürür. Çarkın bağlı bulunduğu mekanizma da değirmen taşını çevirir. Değirmen taşı binaların içindedir. Su dışarıdan binanın içine girer binanın içindeki çarkı ve değirmen taşını çevirir. İki taş üst üstedir üstteki döner alttaki sabittir. Yukarıdaki oluktan değirmen taşın ortasındaki deliğe buğday akar alttaki düzlüğe düştüğü zaman taşın altına doğru yayılır. İki taş arasında belirli bir mesafe vardır ve taş döndükçe buğdayı öğüterek un haline getirir ve unu da taşın kenarlarından dışarıya doğru atar. Bir titreşim konmuştur buna çark döndükçe bu sandığı titreştirir. Sandık titreştikçe önündeki kanaldan un çuvala dolmaya başlar ve sıcacıktır un.
Suyun vurduğu çarkın olduğu yerin alt kısmı biz buna tahliye deriz. Su çarka vurduğu zaman alttan tahliye edilir tekrar dereye geri gider. Biz buna domuzluk deriz doğuzluk ta derler. Su çarka vurur döndürdükten sonra tahliye olur ve terk eder binayı. Domuzluk değirmen yapılırken ilk yapılan yerdir. Temelin altındadır ve değirmenci bu domuzluğu yaparken horasan veya beton taşlar ile örerek yapar ve buraya taş bir kasa koyar. Yukarıdan ama kumbara şeklinde ama kapak şeklinde bir taşı kaldırır parasını boşaltır para direk domuzluktaki kasanın içerisine akar yada kumbara şeklinde paraları oradan aşağıya atar domuzluktaki kasayı doldurur. Kasa dolduktan sonra onu alır yenisini koyar. Domuzluğun olduğu yerde kasa olma ihtimali yüksektir. Bu bina yapılırken yapılır ve değirmencinin en sağlam parayı sakladığı yerdir burası.
Değirmenin içerisinde kendisine ait bir odası vardır orada yatar, kalkar ama değirmen değirmencinin evi değildir. Değirmen, unun öğütüldüğü binadır ve değirmencinin bina içerisinde kendisine ait bir odası vardır. Bu odanın içerisinde de bir para olabilir. Odanın içi taş örgü ise taşların birinin arkasındadır. Ya da girişte eşiğin altındadır ya da kapıyı açtığınız zaman kapının tutma kolunun vurduğu duvardadır, binanın içerisindedir para.
Değirmenin içerisinde başka bir yerde çok fazla para aranmaz. Domuzluk en önemli yerlerden bir tanesi, değirmencinin kaldığı yer ikinci yer. Değirmenci asıl parayı kasa dolduktan sonra değirmenin dışına yani evinin olduğu yere götürür. Değirmen ile değirmencinin evinin arası bu güne kadar bulunan maksimum 300 metredir ve değirmenin arkasında yüksek bir kayalık vardır. Evi bu kayalığın üzerinde bir yerdedir. Sarp bir kayalık. Buradan baktığında değirmenini görür. 300 metreyi bugüne kadar geçmedi. Sakladığı asıl para değirmende değil evindedir.
Değirmeni karşınıza aldığınız zaman hemen sağ tarafta bir binek taşı vardır. Biz buna binek taşı diyoruz, niye diyoruz? İnsanlar buraya buğdaylarını getirip un olarak geri götürecekleri zaman hayvanları bu taşın yanına çekerler ve bu taşın üzerine çıkarak çuvalları hayvanlara yüklerler ve sonrada bu taşın üzerine çıkıp hayvanın üzerine biner giderler. İkinci bir parada bu taşın altında. Bu blok bir kayada olabilir yontulmuş.
Üçüncüsü Sakarya, Adapazarı, Akyazı o bölgedeki değirmenlerin bazılarında değirmencinin gittiği meyve ağaçları var ceviz, armut olabilir. Bu meyve ağaçlarının üstünde, ana gövdenin üzerine gövdeyi oyarak koydukları paralar bulduk ağacın içinde. Ağaç büyüdükçe zamanla kapatmış. Ağacın içerisinde de paralar çıktı.
Değirmencinin değirmene yakın bir bölgede yaptığı sahte bir mezar var. Bir çok değirmende bu rastlanmıştır çocuk mezarı diye geçer. Çoğunlukla ağaçların arkasında bir yerdedir. Hikayeleri de vardır değirmencinin kızıymış küçük yaşta ölmüş filan diye anlatırlar. Aslında bu değirmencinin parasının bir miktarını sakladığı mezardır. Karşınıza değirmeni aldığınız zaman değirmenin sağ tarafında taşların üzerindedir ana kayadadır bu mezar.
Değirmeni karşına aldığın zaman sol tarafta bir düzlük vardır bu düzlüğe biz bostan deriz. Değirmenci yiyeceği sebzeyi burada yetiştirir. Bu bostana dikkat edin hemen dereye yakın neredeyse sıfırdır buradan sular çünkü bostanını. Bostanın kenarında dikili bir taş görürseniz 1, 2 metre yüksekliğinde dikili bir taştır insan koyduğu belirlidir. Bu taşın yanına gidin tam taşın karşısına derenin öbür tarafına bakın. Bir taş da derenin öbür tarafında göreceksiniz. Bu ikinci taşı görürseniz işte şu bostanın kenarındaki taşın altında bir para daha var demektir. Bunların üzerinde işaretler de var. Küçük istavroz olabilir, küçük oymalar olabilir murç girecek kadar.
Değirmeni karşınıza aldığınızda sol tarafınızda değirmene bitişik büyük ana kaya varsa bu kayanın üzerinde bir kanal arayın. Bu kanalı bulursanız eğer bu kanalın altından bir tünel girişi vardır. Bu tünel sizi arkada bir odaya götürür, orada da bir para olma ihtimali var.
Değirmene giden su kanalının köşe yaptığı bir yer vardır. Taştan oyma ise köşelerdeki taşı kırıp çektiğiniz zaman altında bir kasa çıkar bir para da burada var. Bunlar basit olduğu için çoğu alındı.
Trakya bölgesindeki değirmenlerin önünde sıralı ağaçlar vardır. Bu ağaçların da aralarında paralar olabiliyor. Edirne, Kırklareli, Demirköy, Vize, Keşan, Bulgaristan sınırındaki değirmenlerde sıralı ağaçlar çıkıyor.
Peki değirmenin büyük mahzeni olabilir mi? Özellikle yine Trakya bölgesinde ve Doğu Anadolu değirmenlerinin bazılarında değirmencinin evine yakın yerlerde mahzenler olur. Bazı değirmenciler evini değirmenin içerisine yapmış bazıları az önce söylediğimiz gibi 300 metre mesafeye yapmış. Eğer değirmenci değirmeni evi olarak ta kullanmışsa bu adamın parasını toplu olarak koyduğu bir mahzen olacak. Bu mahzen nerede? Hemen değirmenin arkasında büyük bir kayalık olacak bu kayalıkta. Bugüne kadar bulduğumuz 70 metre gibi mesafelerde. Bu mahzenin derinliği bu güne kadar bulunan en yüzeydeki 13 metre, 17 metreye kadar çıktığı oldu bu mahzenlerin. Burada yüklü paralar çıkar toplu. Çoğunlukla Eşkıya olan değirmencilerin paralarıdır bunlar.
Ticaret ile uğraşan değirmenciler domuzlukta biriktirmiş yada kendi evinin içerisinde. Kendi evinde nerede? Değirmencinin evine çıktığınız zaman burası ana kayanın üzerine yapılmış bir evdir. Evin önünde meyvesi yenen bir ağaç arayın. Bu ağacı büyük ihtimalle taşın içerisine yapmış olabilir. Taşı kesip toprak doldurmuşta olabilir burayı yada evin yan tarafı topraktır burada küçük bir çakıl yığma vardır mezar tipinde. Bunun altında küçük bir mezar çıkabilir bunda bir şey çıkmaz ama yığmanın önünden kuyuyla mahzene giden bir giriş bulabilirsiniz. Değirmencinin evinin yanında bir çakıl yığmada arayabilirsiniz.
Evinin yanında kendisi özellikle bostan yaptığı, sebze yetiştirdiği bir yer varsa. Her yer kayalık bir yer toprak çoğunlukla da dik bir kayanın hemen yanına yaparlar. Kafanı kaldırdığın zaman 5, 6metre yüksekliğinde bir kayadır. Düzlüğün yanında yukarı doğru çıkan bir kaya. O kayanın dibinden 4 metre indiğiniz zaman kayanın içerisinde bir kasa bulacaksınız. Çukurun dibinde bir şey yok. Para ana kayanın içerisinde kasadadır maksimum 4 metreye kadar indiğiniz zaman bunu bulursunuz.
Mahzenleri tuzaklı, domuzluktaki paraların bazıları tılsımlı. Her değirmende bu var mıdır? Bakın her değirmende bu yok. Peki nasıl anlarsınız? Anlayamazsınız elinizdeki bir belge, kayıt, bilgi yoksa o değirmenle ilgili. Bir bilgi olacak elinde orayla ilgili bir hikaye olacak, birisi gelmiş söylemiş, anlatılan bir mevzu olacak ki sen bu bilgiyi veresin yani gidip o bilginin peşine düşesin yoksa her değirmende para olmaz.
Yine bizim Düzce, Sakarya, Akyazı, Pamukova bölgelerinde önceden ipek böceği fabrikaları varmış Ermeniler işletmişler. İpek böceği fabrikası işletenlerde çok zengin adamlarmış. Çünkü ipek böceğinden ip elde ediliyor. Bakın o bölgede bazı yerlerde dağlarda ipek böceği fabrikaları var ve hala daha oralarda define aranıyor. Düne kadar sahipleri veya torunları gelip atalarının, dedelerinin paralarını oradan aldılar. O bölge insanlarından bizi takip eden insanlar varsa onlarda bizimle iletişime geçecektir. Abi ne diyorsun ipek böceği fabrikaları ile alakalı. Onlarla ilgilide anlatırız fabrikalarda paralar nerede