Define konusunda en zengin bölge neresi? bu soru bize çok soruluyor arkadaşlar neredeyse her gelen müşterimiz bize bu soruyor soruyor. Biz de ona hemen şu soruyu soruyoruz sen nerelisin?. Arkadaşlar bu topraklarda nerede yaşarsanız yaşayın hangi il, hangi ilçe, hangi köy nerede yaşarsanız yaşayın bu toprakların her yeri define konusunda zengin. Anadolu toprakları küçük Asya olarak geçiyor tarihte. Kuzeyden güneye, doğudan batıya her yeriyle define konusunda zengin bir yapıya sahip. Bu topraklar da 60'a yakın büyük, 120'ye yakın küçük medeniyet yaşadı. Bu topraklar insanoğlunun ilk yaşam bulduğu topraklar, medeniyetlerin beşiği dediğimiz topraklar. Anadolu insanoğlunun yer yüzünde ilk yaşamaya başladığı topraklar. Nil'den Fırat nehrine kadar olan bölge ve şuanda bizim batı dediğimiz Trakya'ya kadar olan bölge belki de şuanda Dünya'nın bir çok ülkesinde bir çok bölgesinde yaşayan devletlerin, medeniyetlerin ilk kurulduğu, tohumunun atıldığı topraklardır. Bu topraklarda o kadar muntazam devletler ve medeniyetler kuruldu ki bu toprakların üzerinde bizlere çok büyük miraslar bıraktılar.
Define anlamında konuşacak olursak bir bilim adamımızın şöyle bir ifadesi var "Anadolu topraklarında dört olimpik havuzu dolduracak kadar işlenmiş altın var". Altın'ın bir özelliği var ne yaparsanız yapın yok edilemeyen bir metaldir. Altın çok enteresan bir metaldir. Kuran-ı Kerim'de dahi Allah (c.c.) altın'dan bahsediyor. Cennet'te altından yapılmış evler ve tahtlar var diyor, bu nasıl bir metalmiş ki cennete kadar girmiş. Altını potaya koyun eritin 2500 derecenin üzerine çıkmaya başladığınız zaman buhar olur gider tavana yapışır oradan kazırsınız tekrar altın olarak kullanabilirsiniz. Altını siyanürün içine atın siyanürün içinde su haline gelir, içine çinko çubukları atın elektriği verin içindeki altın gelir çinko çubuklara yapışır. Çubukları potada eritin tekrar altın olarak alırsınız. Altını kral suyunun içine atın katı halden sıvı hale dönüşür ama asidi uçurduğunuz zaman tekrar altını metal olarak alırsınız. Kısaca arkadaşlar altını yok edemezsiniz. Toprağa gömdüğünüz altın toprakta çürümez. Toprakta çürümeyen tek metal diyebiliriz altın için, neden? çünkü üzerinde mikroorganizmalar yaşayamıyor, tutunamıyor o yüzden bu metali çürütemiyorlar yani altını bundan 10,000 yıl önce toprağa gömmüş olsanız 10,000 yıl sonra çıkarttığınız zaman sap sarı kuyumcu vitrinindeki gibi sap sarı çıkarırsınız ha biraz küflenmiştir, biraz rengi değişmiştir o kadar. Tekrar potaya koyup erittiğinizde kuyumcudaki gibi kızıl bir hale dönüşecektir. Altın hiç bir zaman yok edilemiyor.
Anadolu topraklarında her yerde define var altın anlamında, yok edilemediği için var arkadaşlar. Bir çok medeniyet bu altını kullandı sikke, eşya, obje, bilezik, yüzük, kolye, taç, küpe olarak kullanıldı ama hiç bir zaman yok olmadı bu altın. Bir medeniyetten başka bir medeniyete el değiştirerek gitti. Bir kral başka bir kralı, o kral başka bir kralı yendi, yok etti hazinesine, altınlarına el koydu ve kendi kullandı. Peki Anadolu da 12,000 yıllık geçmişe istinaden maden anlamında işlenmiş, çıkarılmış, kullanılmış altın nerede? kaybolmadığına, yok edilemediğine göre bir yerlerde duruyor. Medeniyetler yok oldu altınları nerede? işte konumuz burası altınlar nerede?
Altınlar bu topraklarda bir yerlerde gizli ve saklı duruyor, daha önce bahsetmiştik kral bir kişi, bir kişi bir devletin sahibi. Hazinenin sahibi bir adam. Bu krallıklar bu hazineleri bir sonraki savaşta kaybetmemek veya düşmanın eline geçmemesi için bu topraklarda bir yerlere saklayıp gizlediler. Bu topraklarda yaşamış medeniyetlerin bir çoğunun hazineleri gün yüzüne daha çıkmadı. Ondan sonraki medeniyet o hazineye ulaşamadı.
Hemen bir örnek verelim size, Fatih Sultan Muhammed Han 1453'te İstanbul'u fethettiği zaman Bizans hazinesinde bir tek sikke bulamadı. Konstantin denen vatandaş Bizans hazinesini boşaltmış, e yemedi ya bu adam altınları, nereye gitti bu altınlar, koskoca Bizans'ın hazinesi nerede? Fatih Sultan Muhammed Han neden bu hazineleri bulamadı. Konstantin bir şey yaptı. İstanbul'un düşeceğini anladığı zaman son bir kaç gün kala Bizans'ın hazinesini taşıdı arkadaşlar. Nereye taşıdı, 4 parçaya böldü hazineyi. Her bir parçayı Anadolu topraklarında bir yere gönderdi bir tanesini de kızı götürdü hatta ve bu hazineler buralara saklandı. Şu anda nerede? saklandığı yerde duruyor hiç biri daha gün yüzüne çıkmadı. Bu topraklar Roma, Lidya, Frig, Urartu, Bizans, Osmanlı ve daha bir çok devletin hüküm sürdüğü topraklar, nerede bunların hazineleri? bu çıkmış tonlarca işlenmiş, kullanılmış altın nerede?
1.dünya harbinin en büyük sebebi bu altınların bu topraklarda tekrar geri alınmasıydı. 7 devlet tarafından işgal edildik biz. Fransızların Antep'te ne işi vardı, Fransa nere Antep nere ne işi vardı Fransızların orada veya şöyle söyleyeyim İngilizler neden İstanbul'u işgal etti de tekrar geri verip niye gitti, 1 mermi atmadan bize tekrar geri verdi gitti. Çanakkale'de bu adamları durdurduğumuz halde. Anadolu'yu neden işgal ettiler, hepsi işte bu hazinelerin peşindeydi. Biliyorlar ki bu topraklarda gömülü bu hazineler bir yerler de hala duruyor çıkarılmadı. Çıkarılması gerçekten zor olduğu için çıkarılmadı, bilen birileri tarafından çıkarılma mecburiyeti olduğu için çıkarılmadı veya şu sebepten dolayı çıkarılmamış olabilir mi acaba biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurarken reddi miras mı yaptık acaba? Osmanlı'nın mirasını, Anadolu topraklarında çıkan hazineleri, mirası red mi ettik? çıkarsa size mi veririz dedik? evet, böyle bir şey de olmuş olabilir, belki de şu anki hükümetimiz, devletimiz bunların bir çoğunun yerini biliyor peki neden çıkartmıyor? 2023 de ne olacak? bütün bu sorular bir gün cevap bulacak ama benim bildiğim bir şey var Anadolu topraklarında nereye giderseniz gidin define var. Ermenilerin yaşadığı yerler sahil bölgelerinde çok fazla yaşamamışlar ama doğu, güneydoğu Anadolu, iç Anadolu'nun bir bölgesi ve Akdeniz'in bir havzasında Ermeniler faal bir şekilde yaşamışlar. Sahil bölgelerinde de Rumlar yaşamışlar. Rumların da defineleri var özellikle Karadeniz bölgesi, ege ve Akdeniz de Rumların yaşadığı sahil bölgelerinde Rumların gömdüğü, sakladığı defineler var. Rumlar çoğunlukla evlerine sakladılar defineleri. Rum definelerini evler de veya ev bahçelerinde arayabilirsiniz ama Ermenilerin ki biraz daha teferruatlı evleri, ahırları, bahçeleri, fırınları, hamamlar, kiliseleri ve kiliselerin bir km2 etrafı onların da defineleri buralara saklı hatta Ermeniler eski medeniyetlere ait mezarları açıp içindekileri soyup yeniden orayı kendi malları ile de doldurdular.
Bir de Anadolu bölgesinde yaşamış eşkıyalar da var. Trakya, Karadeniz, Ege ve Akdeniz ve Doğu bölgelerinde yaşamış eşkıyalar var. O dönemlerde eşkıya meşhur. Kervanlar kesiyor, devlet yardımlarını soyuyor, köyleri basıyor, zenginlerden haraç alıyorlar. Eşkıyaların da gömüleri var bu topraklarda. Şuanda hala daha Trakya, Karadeniz, Doğu bölgelerinde eşkıya defineleri aranır meşhur büyük eşkıyalarımız var, bir de bizim define anlamında Volçan, Lefter, Manol bilinen eşkıyalarımız var. Bunlar efsane gibi konuşulsa da gerçek eşkıyalardır. Kimisi Osmanlı ordusunda subay kimisi devlet erkanında görevlendirilmiş insanlar kimisi maliye de görevlendirilmiş müfettişler. Volçan kim?, Lefter kim?, Manol kim? bakın bunlarla ilgili çok efsane var. Sırf bunlar ile ilgili bir video çekeceğim size detaylıca da anlatacağım çünkü bir çok defineci arkadaşımız bunların peşinden gidiyor. Sıkıntılı olan kısımlarını anlatacağım, neden bunlarla uğraşılmaması gerektiğini anlatacağım ama konumuz Anadolu topraklarında ki defineler idi. Nerede, hangi bölgede daha çok define var idi.
Arkadaşlar Kars'tan Edirne'ye kadar, Trabzon'dan Antalya'sına kadar bu topraklar da nereye giderseniz gidin define var yeter ki nerede ve nasıl aramanız gerektiğini bilin. Bunun için de lütfen Uğur Elektronik'e müracaat edin. Cihazlarımızı ve İşaretlerin Sırrı kitabını muhakkak alın. Bu ikisi yanınızda olduğu sürece biraz da akıllıysanız, biraz da zekiyseniz, çabuk her şeye inanmıyorsanız define bulma olasılığınız yüksek.
Lütfen tarihe ve tarihi eserlere zarar vermeyin, kaçak kazı yapmayın.
Türkiye'de bulunan definelerden bazılarını paylaşacağız. Listenin tamamını yazmak maalesef imkansız.
Sivas Bayat Köyün de bulunan definesi 279 adet gümüş sikkeden oluşmaktadır. Define Anadolu Selçuklu ve İlhanlı Devletine ait.
Çanakkale Ayvacık Gülpınar'da devam eden kazılarda tahmini 1,500 yıllık Bizans definesi bulundu. 68 altın sikkeden oluşan definenin milattan sonra 550-575 yıllarında, 1. ve 2. Justinianus dönemine ait olduğu belirlendi. Yapılan kazı çalışmasında daha önceki yıllarda da farklı defineler bulunduğu bildirildi.
1995 yılında Samsun, İlkadım, Cedit Mahallesinde yol genişletme çalışmaları yapılırken tespit edilen mezarın içerisinden çıkan mezar buluntuları.
Çorum'da 2016 yılında jandarma ekiplerinin, kaçak kazı yapan define avcılarından ele geçirdiği altın ve kıymetli taşlardan oluşan 40 parça takı ve süs objesi, Çorum Arkeoloji Müzesi'nde muhafaza ediliyor. Altın ve kıymetli taşlardan oluşmasının yanı sıra üzerindeki işlemeler ve yapıldığı döneme dair önemli ipuçları vermesi dolayısıyla "paha biçilemez" nitelikte olan takılar, ziyaretçilerden ilgi görüyor. Çorum Müzesi arkeologlarından Resul İbiş, "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescillenen 40 eserin müzedeki en kıymetli eserlerden olduğunu söyledi.
Elmalı hazinesinde bilinen 962 adet Likya, 283 adet Rodos, 41 adet Samos ve 12 adet Efes, Milet sikkesi bulunmaktadır. 1984 yılı, Antalya, Elmalı, Bayındır Köyü’nde bulunmuştur.
İçerdiği sikkelerin artistik özellikleri sebebiyle “Yüzyılın Hazinesi” adı ile anılan sikkeler, nadir bir sikke türü olan Attika Dekadrahmisi’nin önemli bir kısmını içermesi nedeniyle dünya nümismatik literatüründe “Dekadrahmi Sikkeleri” olarak da bilinmektedir.
Define, 1962 yılında Kırıkkale ili Sulakyurt ilçesi yakınında Sarımbey Köyü'nde bulunmuştur. roma imparatorluk devrine ait olan 429 adet gümüş denarius sikkeden oluşan bu definede, antoninus pius (M.S. 138-161) ile maximimus 1 (M.S. 235-238) dönemleri arasındaki imparatorların sikkeleri bulunmaktadır.
Karun Hazinesi, çoğu MÖ 560-546 yılları arasında Lidya ülkesini yöneten Kroisos veya Krezüs (Karun) dönemine ait olan ve Uşak'ın 25 km batısında ve İzmir Karayolu üzerinde bulunan Güre Kasabası yakınlarındaki tümülüslerden 1960'lı yıllarda çıkarılarak ABD'ye kaçırılan ve 1993 yılında uzun bir hukukî süreç sonucunda geri alınan eserlerin toplu adı. Bazı kaynaklarda Lidya Hazinesi olarak da anılır. Hazinenin ele geçirilen kısmında yaklaşık 450 parça bulunur. Müzede Karun Hazineleri’ne ait 450 adet eserden 300’ü sergileniyor.
Priam'ın Hazinesi altın ve değerli eşyalardan oluşan bir grup eşyadır. Arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilip, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kaçırılmıştır.
2000 yılında, Prof. Dr. Rahmi Hüseyin Ünal başkanlığında yürütülen Milas Beçin Kalesi kazılarında bulunan Beçin Definesi; büyük bir kısmı III. Murad, III. Mehmed ve I. Ahmed dönemi olmak üzere 16.yy. ikinci yarısı ve 17. yy. başlarına ait olan 48.848 Osmanlı ve 848 Avrupa sikkesinden oluşuyor. Türkiye’deki bilimsel arkeolojik kazılarda ele geçen en büyük sikke buluntusu ve aynı zamanda bugüne kadar bulunan Osmanlı İmparatorluğu'na ait dünyanın en büyük definesi olma özelliğini de taşıyor.
Muğla iline bağlı Göktepe Köyünün İncilipınar yöresinde, 1983 yılında toprak-su hafriyatı sırasında ele geçmiş ve buluntular Roma İmparatorluğu'nun 3. yy. sonu 4. yy. başı arasına tarihlenmiştir. Bu Kitapta defineyi oluşturan 202 sikke tanıtılmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu'na ait madalya ve nişanlar ile Sultan II. Mahmud’un 32 yıllık saltanatının her yılına ait sikke örneklerinin bulunduğu II. Mahmud Kolleksiyonu
374 adet altın sikkenin bulunduğu Eğirdir Definesi
468 adet gümüş sikkeye sahip Karaağaç Mahallesi Definesi
M.S. 1. ve 3. yüzyıla ait cam eserler
Altın, gümüş, cam takılar
Bronz ve Gümüş Aynalar
Bronz eserler
Kemik objeler
Teşhir edilmektedir.
336 adet Pers İmparatorluğu sikkesi – MÖ 5. yy
Çorum'da defineciler tarafından 2017 yılında tespit edilmiştir. Altın madalyon üzerinde Hazreti İsa'nın necef taşına işlenmiş figürü bulunmaktadır. Çorum Müzesinde Sergilenmektedir. Uzmanlar, madalyonun bilinen bir benzerinin olmadığını belirtiyor.
Büyükşehir belediyesi ekipleri yol ve kanalizasyon çalışması yaptığı sırada bir küp Osmanlı sikkesi buldu. 341 adet olduğu öğrenilen sikkeler İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi.
Kars’ın 42 km doğusunda 2002 yılında yapılan kazıda yapıdan 1.75 m aşağı inildiğinde 291 x 272 cm ölçülerinde bir oda; bu odanın içinde ise dairesel planlı bir kalıntı ortaya çıkmıştır. Bu kısmın taban ve duvar taşları yanmış olup, bir fırın veya ocak olduğu anlaşılmaktadır. Üste doğru kubbeleşen bu ocağın taban taşlarından birinin altından çıkan küçük, ağzı kırık bir testi içinde ise hepsi altından yapılmış olmak üzere iki bilezik, iki kemer tokası ve bir tüm kemerin saklandığı görülmüştür.
Nakış MAĞARALI (2009). Ani’de 2002 Yılında Ortaya Çıkarılan Yapı ve İçinde Bulunan Define. Erdem, (55), 93-116
Sürekli köyünde kanalizasyon kazısı sırasında 424 adet eşyadan oluşan define bulundu.
Vali Hasan Duruer, Sürekli köyünde ortaya çıkarılan definenin Kırk Haramiler e ait olabileceğini söyledi. Mardin de 25 medeniyetin hüküm sürdüğüne dikkat çeken Vali Duruer, "Bu kadar medeniyete ev sahipliği yapan bir kentin her yerinden tarih fışkırır. Bu defineler sayesinde ilimizin tanıtımını daha iyi şekilde yapabiliriz" dedi.
Bulunan definedeki sikkelerin basım yerlerinin çeşitliliği ve alanın İpek Yolu üzerinde bulunması bölgenin ticari ve siyasi ağının ne kadar gelişkin ve harekeli olduğunu göstermektedir. Define Mardin Müzesi'nde sergilenmektedir.
Osmaniye'deki Kastabala (Hierapolis) antik kentindeki kazılarda bir duvarın içinden define çıktı. 700 yıllık olduğu tahmin edilen define 845 gümüş sikkeden oluşuyor.
Gaziantep Üniversitesi'nden Prof. Dr. Turgut Hacı Zeyrek, Osmaniye kent merkezine 12 kilometre olan antik kentte bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdikleri kazı çalışmalarına 37 kişilik bir ekiple devam ettiklerini söyledi. Zeyrek, şöyle devam etti: ''Defineyi, temizlik sırasında tarımsal faaliyet nedeniyle tahrip olmuş duvar örgüsü içerisinde tespit ettik.
61 adet gümüş drahmi den oluşan define 1974 yılında Muğla Fethiye Kargı Köyü Büyük Çalış tepe Mevkiinde bulunmuş. Definedeki sikkeler M.Ö. 167-88 yılları arasında Rodos'ta darp edilmiştir. Sikkelerin tamamı gümüştür.
İzmir’in Tire ilçesinde tarihi hanın restorasyonu sırasında 1016 altın ve gümüş sikkeden oluşan define bulan işçi, defineyi yetkililere teslim etti. Tire Müzesi’nde korumaya alınan define karşılığında kimin hak sahibi olacağına ilişkin görüş Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan beklenirken, ihale sahibi şirketin işçilerinden 2 çocuk babası 50 yaşındaki Mehmet Yazar, gözü tok olan insanın başkasının malına yan gözle bakmayacağını söyledi
1973 yılında Niğde-Tepe bağları kazasında boynundan kırık bir vazo içerisinde tespit edilmiştir. Define 26 adet sikkeden oluşmaktadır.
Serdivan ilçesinde bir inşaat temeli için kazı yapıldığı sırada çil çil Bizans dönemine ait altınlar bulundu. Haber verilmesi üzerine 31 adet Bizans altını Müze Müdürlüğü yetkililerine teslim edilirken bir küp dolusu altının ise nakliye aracı ile döküm sahasına götürüldüğü iddia edildi.
M.Ö. yaklaşık 370-350. Konya İli, Derbent Kazası, Çiftliközü Köyü'nde bulunmuştur. Define 450 adet gümüş güreşçi figürlü Aspendos staterinden oluşmuştur. 1993 yılında İzmir Arkeoloji Müzesi'nce satın alınmıştır. Yayın: Özsaygı 1996.
M.Ö. 365-360 yıllarına ait olup, 70 adet gümüş tetradrahminin 49 adedi British Museum tarafından satın alınmış ve yayınlanmıştır. Bu defineden olan 21 Aspendos gümüş staterleri ise, Danimarka'da Copenhagen Krallık Müzesi'ndedir. Yayın: Morkholm 1959
15 Kasım 1960 tarihli Hakimiyet gazetesinin verdiği habere göre define Emir Hanı’nın restorasyonunda bulunur. Define 14 kilo dur altın ve gümüş paradan oluşmaktadır. Paralar, destek koymak için, hanın iç duvarları kazarken bulunmuş. Yapılan ilk incelemede, sikkelerin Padişah, II. Murat dönemine ait olduğunu gazeteden okuyoruz.
Define, Orhangazi’nin Gürle köyünde bulunur. Define 62 kilo altındır. Altınlar ikişer kiloluk 31 plaka halinde bulunmuş olduğunu haberde okuyoruz. Definenin ihbarını Muradiye’de oturan bir vatandaş yapar.
Kapalıçarşı’nın büyük bir kısmı 1958 yılında yanmıştı. Daha sonra enkaz temizlenir ve yeniden inşaat faaliyeti başlar. 1 Mart 1961 tarihli Yeni Ant gazetesi Kapalıçarşı'da bulunan bir definenin haberini verir. Bakırcılar çarşısının olduğu yerde yapılan hafriyat sırasında demir bir kap bulunur. Demir kabın içi altın doludur. Kabı bulan işçi polise haber verir. Polis nezaretinde açılan kapta bulunan altın paraların bir kısmı Venedik parası olduğunu, 24 altın sikkenin Fatih Sultan Muhammed devrine ait olduğunu ve diğerlerinin de Osmanlı dönemine ait olduğunu okuyoruz. Bu define, o dönemde Bursa’daki ipek ticaretinin yoğunluğunu göstermektedir.
Haşim Altınsoy 1959 yılı sonunda Sakarya Caddesi’nde aldığı yerde bir mermer atölyesi kurdu. Bu atölye doksanlı yılların sonuna kadar faaliyet gösterdi. 3 Kasım 1959 tarihli Hakimiyet gazetesinde bu arsada yapılan hafriyat çalışmasında işçiler bir kap içinde 48 adet Osmanlı sikkeleri bulurlar ve Haşim Bey’e haber verirler. Gazete haberinde, bulunan sikkelerin 300 yıllık olduğunu ve iki cins olduğunu öğreniyoruz. Gümüş paraların 20 adedinin dört santim, 28 adedinin ise üç santim olduğunu yazıyordu.
Bursa’nın merkezinde bulunan Nalbantoğlu Camiinde bir çömlek altın ve gümüş para bulunur. Hem de ikinci kez. Altınlar sadece Osmanlı dönemine ait değil, Doğu Roma (Bizans) dönemime ait olduğunu 8 Temmuz 1959 tarihli Hakimiyet gazetesinde okuyoruz. Çömlekleri, Bursa’da birçok tarihi eseri ayağa kaldıran ve bu caminin de restorasyonunu yapan Eski Eserleri Sevenleri Sevenler Kurumu Derneği bulmuş. Dernek, camide bulunan küpte bulunan altın paraların 16 adedinin Bizans, 8 adedinin ise Osmanlı dönemine ait olduğunu; 87 gümüş sikkenin de Osmanlı Devleti’ne ait olduğunu açıklamıştır.